21 Ocak 2015 Çarşamba

Ben yamuk.

Hastayım, sıcacık duşumu aldım ve 3 kat yorganın altına sokuldum. Aklımda bir yandan cuma günü yapılacak olan güz döneminin son sınavı..Akustik playlistimi de açtım, burun çekişlerim eşliğinde dinliyorum. Rica ederim şimdi, Alexi Murdoch-Orange Sky açınız. Yazının bundan sonrası kısa bir şarkı molasının motivasyonuyla yazılacak..






Bu yazı esasen bir beklenmeyene dair, üstü en kapalısından. Hayatıma girmesiyle, kokuma karışmasıyla ve bir türlü bitiremeyişimle..

"Beklemekte olduğun şey, ancak sen onu beklemekten vazgectiginde gerçekleşir. Bu, evrenin 'sen bakarken soyunamiyorum' deme şeklidir." demiş birisi, kim bilmiyorum. Zaten ben çok şey bilmem. Mutluluğu beklemekten vazgeçeli çok olmuştu onu tanıdığımda..

İnsanların geometrik şekilleri olduğunu düşünürüm ben. Bazıları çember gibidir, nettir. Üstünde bir yolculuğa çıksan seni şaşırtmaz aynı noktaya gelirsin. Bazılarımız kare gibidir, sivri köşelidir, acıtır. Poşete atsan onu bile deler ama akut acıları vardır onların, yine kare merhem olur o yaraya. Bazıları da mesela benim gibi bariz yamuktur. Sağı solu belirsizdir, altı başka üstü başkadır. Kötü niyetli olmasalar da karşısındakini üzme yetenekleri yüksektir, herhalde.. Bi' dk ihtiyaç molası..

Hah, ne diyordum. Yamuklar.. Of işte özledim. Hastalandığımda yaptığı tavuk suyuna çorbayı, göbeğime uzanıp gözlerimin taa içine bakışını, yaz gibi kokusunu. Bırakıp gittim..Yamuklar dengesizdir, ne istediğini bilmediği zamanları vardır. Dikdörtgen olması için daha çok olgunlaşması gerekecektir. Herkese bir şeyler öğretir süreç bir şekilde ve kanatır, içine akıtır yamuklarsa. Yazık ki drenajı gerçekleştiremedim henüz.

Işte böyle sayfalarca yazı okuyorum ben de, arada bir şeyler yazıyorum. Fotoğrafları karıştırıyorum bazen. Zeytinleniyorum falan gölgeliğimde.. Ona geleceklerin en güzellerinden diliyorum ve üzdüğüm için özür diliyorum, duyarsa..

Son söz: Şu yaşlı ağaca iki dua edin, şans dileyin de kaybettiklerine bir yıl okulu eklemesin.. 

1 yorum: